Sayfalar

2 Ocak 2018 Salı

Aston Grubu Çalışmalarında Örgüt-Çevre İlişkisi

Aston Grubu Çalışmalarında Örgüt-Çevre İlişkisi
                                                      
Örgüt yapısı ve çevre ile ilgili çalışmalar, İngiltere’de Aston Üniversitesi kapsamında araştırma yapan bir grup örgüt teorisyeninin 1960’larda örgütsel çevre ile örgüt yapısı arasındaki ilişkiyi incelediği araştırmalar ile devam etmiştir. ‘’Aston Programı’’ kavramı; bireysel, grup ve örgüt düzeyinde çevresel özelliklerin etkilerini değerlendiren daha geniş bir kapsama sahip olsa da’’Aston Çalışması’’ olarak bilinen üç aşamalı araştırmalar dizisi örgütsel çevre ve örgüt yapısı arasındaki ilişkiyi bilimsel araştırma yöntemlerine dayanarak istatistiksel veri analizi sayesinde incelenmiştir

            Aston Grubu, çalışmalarını üç temel araştırma sorusu etrafında yoğunlaştırmıştır
            1.Örgüt tasarımı ve yapısını belirlemeye yönelik tüm örgütlere uygulanabilir genel ilke ve kurallar var mıdır?
            2.Örgüt tasarımı örgüt büyüklüğü, çevresel koşullar ve teknoloji gibi değişken koşullar mı belirler?
            3.Örgüt tasarımını belirleyen örgüt yönetimi mi, yoksa örgütün içinde bulunduğu genel prensip ve şartlar mıdır?

            1960’larda başlayan Aston Çalışması, üç aşamadan oluşur. Örgüt yapısının nasıl ölçüldüğü ile ilgilenen ve örgüt yapısının ölçümünün iyileştirilmesi gerektiğini savunan Aston Grubu, birinci aşamada klasik örgüt teorisyenlerinin önerdiği ilkelere, özellikle Weber’in ideal tip bürokrasisine dayanan bürokratik örgüt yapısına ait özellikleri ölçen değişkenler oluşturmuşlardır. Bunlar; uzmanlaşma, formelleşme, standartlaşma, merkezileşme ve bir dizi ikincil değişkenden (kontrol alanı, hiyerarşik kademe sayısı vb.) oluşan ‘’düzenleme’’ değişkenleridir. Aston Grubu, bu beş değişkenin örgütsel yapıyı belirlediğini ileri sürmüştür (Price, 1997). Ancak Aston Grubu çok değişkenli örgüt yapısının kesin sınırlara ve işleve sahip ‘’ideal tip bürokrasi’’ olarak tasarlanmasını eleştirmiştir. Bunun yerine, örgüt çevresi ile ilişkilendirmeyi önermiştir. Bu yaklaşıma göre örgüt yapısının farklı değişkenlerini farklı çevresel unsurlar belirler
            Aston Grubu, hangi örgüt yapısı değişkenlerinin hangi çevresel koşullar ile ilişkili olduğunu belirlemek için örgütün geçmişi, mülkiyet ve kontrolü, büyüklüğü, teknolojisi, yeri ve bağımlılığı gibi çevresel değişkenliklerin etkilerini incelemiştir. Bunun sonucunda elde edilen en önemli bulgular, örgüt büyüklüğü değişkenlerinin örgüt faaliyetlerinin yapılandırılmasında örgüt bağımlılığı değişkenlerinin ise (devlet kurumu ya da özel şirket) örgütünün merkezileştirilmesinde etkiye sahip olduğudur.
            Aston araştırmacıları, örgüt büyüklüğü arttıkça örgütün yapılandırılma derecesinin artması ve bürokratik yapıya sahip olması gerektiğini vurgulamışlardır (Donaldson ve Luo, 2014). Örgüt büyüklüğü arttıkça  örgütler yazılı belge ve kurallara, yazılı iletişime ve biçimlenmiş ilişkililere dayanan daha formal bir örgüt yapısı benimserler. Aynı zamanda örgüt büyüklüğü, örgütsel kontrol mekanizmalarının ve yöneticiler ile çalışanlar arasındaki ilişkilerin resmiyet kazanmasına neden olur. Artan formalleşme derecesi modern örgüt teorisyeni (Lex Donaldson, 2005) tarafından bürokratik durumsallık olarak tanımlanır. Bürokratik durumsallık; bürokratik örgüt yapısının doğal olarak değil, örgüt tasarımı sürecinde değerlendirmeye dahil edilen bir dizi çevresel koşulun değerlendirilmesi sonucu ortaya çıkar.
            Aston Çalışmasının birinci aşama bulgularından biri de teknoloji ile örgüt yapısı arasındaki ilişkinin zayıf olduğudur. Bu açıdan Aston Grubu Woodward’ın teknoloji-örgüt yapısı arasında güçlü bir ilişki olduğu iddiasını sorgular. Alternatif olarak örgüt büyüklüğünün örgüt yapısı üzerinde teknolojiden daha önemli bir etkiye sahip olduğunu savunur. Aston Grubu araştırmacılarına göre örgütün büyüklüğü arttıkça teknolojinin örgüt yapısı üzerindeki etkisi azalır. Benzer şekilde teknolojinin örgüt yapısı üzerindeki belirleyici etkisi küçük işletmelerde daha fazla olur (Pugh, 1969)
            Aston Çalışmasının 1960’ların sonlarından 1970’lerin ortasına kadar devam eden ikinci aşamasında birinci aşamada elde edilen sonuçların genelleştirilmesi amacıyla orijinal çalışma dokuz imalat firmasında tekrarlanmıştır. Sonuçlar, Aston Çalışmasının birinci aşama sonuçlarının geçerliliğini doğrulamış ve genelleştirilebildiğini göstermiştir. Ancak John Child tarafından ‘’Ulusal Çalışma’’ adı altında İngiltere ve Galler’de gerçekleştirilen araştırmalar, Aston Çalışmasının bazı bulgularıyla çelişmektedir. Ulusal çalışma, örgütlerin merkezileşme derecesinin örgütün yapılanması ile negatif bir ilişkiye sahip olduğu sonucuna ulaşmıştır. Buna göre örgüt ne kadar az yapılandırılmış ise o kadar yüksek merkezileşme derecesine sahip olması gerekir. Oysa Aston Çalışması örgüt yapısını belirleyen unsurlardan biri olarak merkezileşme derecesini önermiştir. Ancak Child bu değişkenliğin nedenini örneklem farkına dayandırmıştır (Child, 1972).
            1980’lerden günümüze kadar devam eden üçüncü aşama ise Aston Programı ve Aston Çalışmasının birinci aşamasından elde edilen ampirik ve teorik bulguların yenilenmesi, Aston değişkenleri ve yöntemleri kullanılarak araştırmaların farklı sektörlerde, farklı ülkelerde gerçekleştirilmesi amaçlanmıştır. Aston çalışmasının üçüncü aşamasında elde edilen bulgular bilgisayar ortamına taşınmış ve bir veri bankası oluşturulmuştur.
            Özetle Aston Grubu araştırmaları sonucunda örgüt yöneticisinin kişisel özellikleri, örgütün geçmiş kriz deneyimleri yönetim stratejileri gibi unsurlar örgüt tasarımında belli bir etkiye sahip olsa da örgütün içinde bulunduğu çevresel koşulların örgüt tasarımından beklendiğinden daha önemli olduğu anlaşılmıştır (McAuley, 2007).



KAYNAKÇA
·         KOÇEL T. “İşletme Yöneticiliği” Beta Yayıncılık
·         TAŞÇI D. ERDEMİR E. “Örgüt Kuramı” Anadolu Üniversitesi, (2013)
·         TORLAK N “Organizasyon Teorileri” Beta Yayıncılık

·         KESKİN H., AKGÜN A., KOÇOĞKU İ. “Örgüt Teorisi” 2016

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder